EN

Kıbrıs konusu ile ilgili son gelişmeleri değerlendiren Cumhurbaşkanı Ersin Tatar; “İKİ AYRI DEVLETE DAYALI ÇÖZÜM ÖNERİMİZDEN GERİ ADIM ATILAMAZ”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs konusu ile ilgili son gelişmeleri ve Rum Yönetimi’nin açıklamalarını değerlendirdi.  
 
Cumhurbaşkanı Tatar’ın açıklaması şöyle: 
 
“Rum Yönetimi bölgede ve Doğu Akdeniz’de gerginliği arttırıcı tek taraflı girişimlere ve silahlanma faaliyetlerine devam ederken Kıbrıs konusunda dayatmaya çalıştıkları çözüm şeklinin de KKTC ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından kabul edilmesi gerektiği yönünde açıklamalarda da bulunmaktadır.  
 
Tehdit ve şantaj içeren bu açıklamalar tarafımızdan kabul edilemeyeceği gibi federal temele dayalı bir anlaşmaya ulaşmak da mümkün değildir. Kıbrıs konusuna federal temele dayalı bir çözüm bulabilmek amacıyla 1968 yılında başlayan ve uzun yıllar devam eden müzakereler, Rum tarafının olumsuz tutumu ve Kıbrıs Türk tarafını siyasi eşit olarak kabul etmemesi nedeniyle çökmüştür. Özellikle Annan Planı referandumu ve Crans Montana’da yaşananlar federal temele dayalı bir çözüm şeklinin mümkün olamayacağını bir kez daha göstermiştir.  
 
Bu gelişmeler sonrasında bölgenin en büyük ve en güçlü ülkesi Türkiye Cumhuriyeti tarafından da desteklenen, Kıbrıs’ın ve bölgenin yararına olacak şekilde, gerçeklere dayalı egemen eşit iki ayrı devletin varlığına dayalı çözüm önerimiz gündeme getirilmiş ve bu önerimiz ilk kez Cenevre’de müzakere masasına konulmuştur. Bu önerimizde de kararlıyız ve geri adım atacak değiliz.  
 
Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Sn. Mevlüt Çavuşoğlu da dün yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin KKTC’nin hak ve çıkarlarını korumaya devam edeceğini” belirtirken Kıbrıs konusu ile ilgili muhataplara “Sahadaki gerçeklere uyumlu iki devletli çözüm önerisini değişen koşullar çerçevesinde daha dikkatli bir şekilde ele almaları” gerektiği çağrısında bulunmuştur.  
 
Uğraşımız, Kıbrıs’ta adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir anlaşmaya ulaşmak, bölgede ve Doğu Akdeniz’de huzuru sağlamaktır. Rum tarafına çağrım ise, gerginlik yaratıcı girişimlere son vermesi ve diyalog çağrılarımıza olumlu yanıt vermesidir.”