EN

Cumhurbaşkanı Tatar, “Kıbrıs’ta bir çözüm olacaksa iki eşit egemen devletin işbirliği ile olacak” dedi ve ekledi:

“Çoğunluğun azınlığı yöneteceği bir anlaşmayı kabul etmiyoruz”

Fotoğraflar

 
 
 
 
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Dikmen Lojistik Destek Komutanlığı’nda “Kıbrıs Türk Tarihi ve egemen eşit iki devlet” konulu bir konuşma yaptı.
 
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, varoluş ve özgürlük mücadelesi veren Kıbrıs Türkü’nün kurduğu Türk Mukavemet Teşkilatı’nın devamı olan Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nın ülkede güvenlik ve huzuru sağladığını söyledi.
 
Cumhurbaşkanı Tatar, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın siyasi ve askeri anlamda örgütlenmesinin Kıbrıs Türkü’nü bu topraklara bağladığını belirterek, KKTC’nin varlığı ve devamı için Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin işbirliğinin önemli olduğunu vurguladı.
 
Kıbrıs’ta bir anlaşma olacaksa iki eşit egemen devlet temelinde olması gerektiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türkleri’nin egemenlik hakkının 1960 Anlaşmalarından kaynaklandığını kaydetti.
 
Kıbrıs’ın 3 garantöründen biri olan ancak Türkiye’nin üye olmadığı Avrupa Birliği içerisinde federal temelde çözümün, Türkiye’nin garantörlüğünün sona ereceği ve Türk askerinin çekilmesine neden olacağını aktaran Tatar, çoğunluğun azınlığı yöneteceği Kıbrıslı Türklerin azınlık haklarına sahip olacağı bir yapı oluşturulacağını ifade etti.
 
Tarihe bakıldığında birçok medeniyetin Kıbrıs’a geldiğini ancak hiçbir zaman Kıbrıs’ın bir Helen Adası olmadığını vurgulayan Tatar, en uzun dönemin Osmanlı Dönemi olduğunu kaydetti.
 
Osmanlı İmparatorluğu’nun Libya’ya kadar genişlediğinde Kıbrıs’ın Venedikliler idaresinde olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs’ın fethedilmesiyle 357 yıl adanın Osmanlı egemenliğinde kaldığını dile getirdi.
 
Yunanistan’ın Megalo İdea (Büyük fikir) ile büyük Yunanistan’ı yaratmak istediğini ve 13’ncü ada olarak Kıbrıs’ı topraklarına katmak istediğini aktaran Tatar, Kıbrıs’ta yaşayan Rumlar’ın zamanla kendilerini Helen olarak görmeye başladıklarını belirtti.
 
Egemenlik haklarının sadece kara parçasında olmadığını hava ve denizlerde de olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, denizlerde de yetki alanı bulunduğunu ifade etti.
 
Türkiye’nin geçmişten gelen haklarından dolayı burada Kıbrıs’ta söz sahibi olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, bu nedenle İngiltere’nin Kıbrıs’tan çekilirken, Türkiye’nin garantör ülke yapıldığını ve uluslararası bir anlaşma ile orada duran garantörlüğü hiçbir gücün ortadan kaldıramayacağını kaydetti.
 
Cumhurbaşkanı Tatar, İngiltere Kıbrıs’tan çekilip, Kıbrıs Cumhuriyeti kurulurken sadece İngiltere’nin garantörlüğünün yeterli olduğu yönünde girişimler olduğunu ancak Türk tarafının yaptığı girişimler sonucu Türkiye’nin de garantör devlet yapıldığını ve tek taraflı müdafaa hakkı verilerek önemli bir başarı kazanıldığını vurguladı.
 
Kıbrıs Rum tarafının Annan Planı’na hayır demesine rağmen Türkiye’nin üye olmadığı Avrupa Birliği’ne tek taraflı olarak alındığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Tatar,  ihtilafın devam ettiği Kıbrıs’ın tek taraflı olarak AB’ye alındığını söyledi.
 
Cumhurbaşkanı Tatar, Avrupa Birliği’ne tek taraflı olarak giren Rum tarafının 2017 yılında Crans Montana’da yapılan toplantılarda “sıfır asker ve sıfır garanti” diyerek müzakere masasını terk ettiğini dile getirdi.
 
İngiliz Sömürge Dönemi’nde nüfus politikalarının uygulandığını aktaran Cumhurbaşkanı Tatar, Yunanistan ve Ege Adalarından nüfus aktarıldığını Kıbrıs’tan Türkiye’ye ise göç olmasıyla nüfus dengesinin değiştiğini kaydetti.
 
Yaklaşık 1 milyon nüfusu olan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin, Avrupa Birliği içerisinde diğer büyük devletlerle aynı haklara sahip olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, Rum-Yunan ikilisinin Türkiye aleyhinde veto hakkı kullandığını ifade etti.
 
1960 kuruluş anlaşmalarına göre Kıbrıslı Rumlar kadar eşit bir halk olan Kıbrıs Türkü’nün kendi devletine sahip olma hakkı olduğuna dikkat çeken Tatar konuşmasına şöyle devam etti:
 
Eşit egemenliğe sahip Kıbrıslı Türklerle Rumlar’ın kurduğu Kıbrıs Cumhuriyeti  
3 yıl sürdü. Rumlar, Anayasası’nı değişerek devleti yıktılar. 
 
Kıbrıslı Rumlar, 60 yıldır Kıbrıslı Türklerden ayrı olarak bir devleti yönetiyor. 
1963’ten sonra dışlanan Türkler, 11 yıl getolarda yaşadı. Mutlu Barış Harekatı’ndan sonra oluşan yönetimin ardından bir devlet kuruldu.
 
40 yıl içinde KKTC’nin temelleri kurum ve kuruluşlarıyla güçlenmektedir.
 
Kıbrıs’ta bir çözüm olacaksa iki eşit egemen devletin işbirliği ile olacak. 
 
KKTC’nin barış, huzur ve ekonomik gelişmeler açısından varlığını sürdürmesi önemlidir.
 
KKTC’de 144 ülkeden farklı öğrenci ve yabancı yatırımcılar var. İki devletli çözüm algısı giderek yerleşmektedir.
 
Gençlerin ülke sevgisi ve teknolojideki gelişmelerin benimsenmesiyle KKTC’nin daha da gelişeceğine inanıyorum.
 
KKTC’nin savunması ve asayişi için üstün bir gayret içinde çalışan Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı mensuplarına teşekkür ederim.